Metaverse (Evren ötesi), birçok insanın kendi sanal temsilleri yani avatarları ile birbirleriyle ve dijital nesnelerle etkileşime girebildiği, sürekli açık olan sanal ortamlardan oluşan bir ağdır.
Metaverse’ü; sürükleyici sanal gerçeklik, çok oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunu ve web’in bir kombinasyonu olarak düşünebiliriz. Metaverse’ün üç temel yönü bulunmaktadır. Bunlar; varlık, birlikte çalışabilirlik ve standardizasyondur.
Varlık, diğer bireylerle sanal bir alanda bulunma, somutlaşma hissidir.
Somutlaşma hissinin çevrimiçi etkileşimlerin kalitesini iyileştirdiği bilinmektedir. Bu varlık hissi, kafaya takılan VR gözlükleri gibi sanal teknolojiler aracılığıyla elde edilir. Birlikte çalışabilirlik, avatarlar ve dijital ögeler gibi aynı sanal varlıklara sahip sanal alanlar arasında sorunsuz bir şekilde seyahat edebilmektir. Standardizasyon, metaverse’de yer alan platformların ve hizmetlerin birlikte çalışabilirliğini sağlayabilmektir.
Son 30 yıldır, sıra dışı bir teknoloji devrimi yaşanmaktadır: İnsan yapımı, dijital bir evrenin inşası…
Bu, 20. yüzyılda transistörler, bilgisayar ve internetle başlamıştır. Böylece ticaret, iletişim ve sosyal ilişkiler gibi beşeri faaliyet, reelden dijitale taşınmaya başlamıştır.
Ama dikkat edebileceğiniz gibi bu dönüşümlerin hepsinin teması aynıdır: Fiziksel dünyadaki süreç ve etkileşimleri dijitalleştirmek…
Bireylerin farklı sanal teknolojiler aracılığıyla birbirleri ve çevreleri ile üç boyutlu fiziksel etkileşime girebilecekleri sanal bir gerçekliği tanımlamaktadır.
Antik Yunanca’da “meta” ön eki, “sonra” ve “ötesi” anlamlarına gelmektedir. Örnek olarak “metafizik” kelimesi, “fizik bilimlerinin ötesinde olan” anlamını vermektedir.
Birçok uzmana göre çok uzak olmayan bir gelecekte sanal gerçeklik, yaşamlarımızın çok önemli bir parçası haline gelecektir. Öyle ki, zamanımızın çoğunu birbirinden farklı sanal ortamların bulunduğu, gerçekmiş gibi hissettiren bir sanal evrende geçirebiliriz. İşte bu sanal evren fikrine “metaverse” adı verilmektedir.
Bunu biraz da insanların Zoom görüşmelerinde sanal arka planlar kullanmalarına benzetebiliriz: Metaverse’te o arka plan, “mekan” olacak ve insanlar, avatarlarıyla o mekanın içinde bulunabilecekler, mekanla ve birbirleriyle fiziksel olarak etkileşebilecekler, birbirlerini karşı karşıyaymışçasına görecekler; jestlerini, mimiklerini ve yüz ifadelerini ayırt edebilecekler.
ileride Neuralink tarzı beyin çipleri ile görsel, işitsel, kokuya dayalı ve dokunsal süreçleri, yani duyusal deneyimi daha da zenginleştirmek olacak; çünkü etkileşimler, beyninize direkt sinyal olarak gönderilebilecek.
İnsanlar bu sanal evrende, gerçekte yapabileceği birçok eylemi gerçekleştirebilir; çalışmalar yapabilir, eğitim alabilir, iş sahibi olabilir, alışveriş yapabilir, spor yapabilir, oyunlar oynayabilir, bir şeyler izleyebilir veya okuyabilir, çeşitli etkinliklere katılarak sosyalleşebilir, kendi macera ve dünyalarını oluşturabilir, Star Wars gibi kurgusal evrenlere katılabilir.
Örneğin kriptoparalar, bu sanal evrendeki ekonominin temeli olabilecektir.
Teknoloji hızla gelişmeye devam etmektedir. Metaverse gibi dönüştürücü potansiyele sahip yeni teknolojiler; politik, kültürel ve sosyal alanlarda büyük bir değişimi beraberinde getirecek ve yaşanan bu değişimin toplumsal ve politik sonuçları olacaktır.
gelecek dünyaya hazırlanmalıyız
gençlerle
iyi pazarlar
Dilek.