Bugün belki de en uzun ve anlamlı yazılarımdan birini kaleme almak ,istedim.
OYUN
Her yaştaki insan için oyun önemlidir.
Yaşam oyunlarda biçimlenir ve anlam kazanır.
Çocuklar için oyun eğlenceden çok daha büyük anlamlar taşır.
Çocuk oyun oynayarak kendini keşfeder, geliştirir, dünyayı tanır ve dünyanın işleyişine uyum sağlamaya çalışır.
Oyun çocuğun dilidir, iletişim biçimidir.
Oyun çeşitleri arasında kutu oyunları takım ruhu oluşturma ,ailecek güzel vakit geçirmek ve strateji geliştirmek amacıyla oldukça değerlidir.
En eski zamanlardan beri insanlar vakit geçirmek için oyunlar oynarlardı.
Bu oyunlar için genellikle pullar ve bir oyun sahası kullanılırdı.
Kazı çalışmalarında bulunan ilk kutu oyununun milattan önce 5000 yılına ait olduğu belirlenmiştir ve bu dönemde yazı henüz yoktur.
Burdan da anlaşıldığı üzere insanlar yazı olmadan önce kutu oyunları oynamaktaydı.
Yaklaşık 5000 yıl önce kurulan ve günümüzde Siirt’in yakınlarında bulunan Başur höyük kazı çalışmalarında 49 tane küçük boyalı ve işlenmiş taş bulunmuştur.
Bu taşlar ilk kutu oyununun parçalarını oluşturmaktadır.
Benzer parçalar Suriye ve Irak bölgelerinde yapılan çalışmalarda da bulunmuştur. bu bölgeye “bereketli hilal” adı verilmektedir.
Takvim, papirüs, nane, bira gibi birçok önemli buluşlar da yine buradan çıkmıştır.
En eski zar oyunlarının diğer bir türevi ise düz çubukların tek bir tarafının boyanmasıyla oluşturulmuştu.
Sayısı çok olan çubuklar bir araya getirilir ve havaya atılır, yere düşen çubukların boyalı kısımları oyuncunun zar puanı olurdu.
Mezopotamya bölgesindeki zarlar kemiklerden, tahtadan, boyalı taşlardan veya kaplumbağa kabuklarından yapılırdı.
Antik mısır döneminde üst sınıflar (m.ö 3100) kutu oyunları ile vakit geçirirdi.
Firavunlar arasında oldukça gözde hale gelmişti.
En sevilen oyun ise Senet isimli oyundu.
Yeni krallık dönemine gelindiğinde senet, kişinin ölüm sonrası seyahatiyle ilgili fikir veren bir oyun haline gelmişti.
Antik mısırda kader kavramına inanılış oldukça fazlaydı.
Senet oyunu için şans faktörünün de etkili olması bu inanılışı daha da güçlendiriyordu.
Senet oyununda başarılı olan kişilerin Ra, Thoth ve bazen de Osiris Tanrıları tarafından korunduğuna inanılırdı.
Ölüm sonrasında zorlu bir yolculuğa çıkacak kişilere yardımcı olması için senet oyunu kişilerin mezarına koyulabilirdi
Mehen gibi Tanrı’lara adanan oyunlar da vardı.
Asillerin yanında ,işçiler de zamanla oyunlara ilgi duymaya başladılar. Tanrılarla iletişimde bir araç olduğu düşünülen Mehen, ya da Arap dünyasında Sırtlan denilen oyunların izlerine işçi sınıfında da oynandığına dair rastlanılmaktadır.
Ancak kuralları tam bilinmemektedir.
Birçok insan en uzun süre oynanan kutu oyununun tavla olduğunu düşünmektedir ancak bu ünvan UR oyununa aittir.
Oyun ismini ırak’ta bulunan ur mezarlığından almaktadır.
Aynı zamanda ur oyununa ait bir takım Tutankamon ‘un mezarında da bulunmuştur.
Ur oyunu birisi siyah, diğeri beyaz olan iki set, yedi damga ve üç tane dört yüzlü zarla oynanırdı.
Ludus duodecim scriptorum, Roma döneminde gözde bir oyundu.
Bu isim “12 işaretçinin oyunu” olarak çevrilebilmektedir.
12 işaret muhtemelen oyunda bulunan 12 puldan gelmektedir.
Bulunan bir tablette bu oyuna ait kurallar yazmaktadır ve günümüzde oynanan tavlaya benzer kuralları vardır.
Kutu oyunları antik zamanlarda genellikle yetişkinler tarafından oynanırdı ancak çocukların da ilgisini çekerdi.
Aslında bir kutu oyunu olmasa da, çocuklar için tasarlanan ilk oyun seksekti.
Seksek, milattan önce 500’lü yıllarda yaşamış Romalı çocuklar için tasarlanmıştı.
Dünyanın farklı yerlerinde oyunun farklı tasarımları bulunsa da, seksekin genel kuralları her zaman aynı kalmakta.
Chaturanga günümüzde Hindistan sınırlarında kalan gupta devleti döneminde 6. yüzyıl’da ortaya çıkmıştı.
Bu oyundan ise 7. yüzyıl’da Sasani devleti tarafından satranç geliştirildi.
Satranç 9. yüzyıl’da batı Avrupa’ya ve Rusya’ya ulaşmıştı.
10. yüzyılda satranç Avrupa’nın tamamında bilinir hale gelmişti.
Amerika’nın ilk kutu oyunu tasarımcısı Lizzie Magie tarafından bulunmuştur ve günümüzde oynanan Monopoly oyununun ilk sürümüdür
Maggie bu oyunu 1904 yılında icat etmiş ve arazileri insanların ele geçirmesinin ne gibi sonuçlar doğuracağını göstermeyi amaçlamıştır.
Oyunu Henry George isimli ekonomistin ideolojisi üzerine kurmuştur.
Bu ideolojiye göre arazileri satın almayıp kiralamak, arazi sahibini zengin ederken kiracıları yoksullaştırmaktadır.
Magie bu oyunu çocukların oynayarak kiralama ekonomisi üzerine bilgi sahibi olmalarını ve büyüdüklerinde de kiralama ekonomisini kolayca anlamalarını istiyordu.
Ayrıca magie çocukların bu oyun sayesinde gelir adaletsizliğini bilmelerini ve yetişkinlik çağına geldiklerinde de bu farkındalığı devam ettirmelerini amaçlıyordu.
Bir erişkin ne yaparsa yapsın bir çocuk gibi oyun oynaması zordur.
Bu nedenle kendi yaşıtı çocuklarla birlikte olmaya ve oynamaya ihtiyacı vardır.
Şimdi, özellikle büyük şehirlerde çocukların sokaklarda, merdivenlerde komşu çocuklarıyla oynama şansı olmadığına göre yaşıtları ile oynayabilmesi için başka çözümler bulmak gerekir.
Altı yaşından sonra çocuklar daha hareketli, kurallı, takım oyunlarına yönelirler.
Okul arkadaşları önem kazanır.
Çünkü okul aynı zamanda arkadaşlarla oyun yeridir.
Evdeki eşyalarla oluşturulan oyun alanları, kahramanların taklitleri kadar aile ile oynayacağı kutu oyunları, kelime oyunları onlar için caziptir.
Diğer çocuklarla oynanan oyunlar artmakla birlikte, aile ile oyunun paylaşılması çocuk hala önemini korur.
Yapılacak aile geceleri ile hep birlikte kutu oyunları, kelime oyunları oynamak eğlendirici olduğu kadar, grup oyunlarına, kaybetme ve kazanmayı öğrenmeye hazırlar.
Üstelik evde birlikte oynayacağınız ve kurallara uyulması gerektiğini öğreteceğiniz oyunlar, arkadaşları ile kurallı oyun oynamasını kolaylaştırır.
ANNE BABALARA
1- Çocuklara güvenli oyun alanları ve oyun zamanları sağlanmalıdır.
2- Çocuklarla oyun oynanmalıdır.
3- Çocuklara yaşıtları ile oynayacak oyun çevresi yaratılmalıdır.
4- Çocukların oyunlarına katılmalı ama oyun yönetilmemelidir.
5- Çocukların oyunları bozulmamalıdır. Bazen sadece izlenmelidir.
6- Oyun oynarken sabırlı olmalı, çocuğun sorularına yanıt verilmeli ve isteklerine uyulmalı, yapacakları çocuğa söylenmemelidir.
7- Oyun süresi çocukla beraber belirlenmeli ve uyulmalıdır.
8- Çocuğa ev içinde olduğu kadar, açık alanda da oyun fırsatı tanınmalıdır.
9- Çocukların oyunlarına, yarttıklarına değer verilmelidir.
10- Çouklara yaşlarına ve gelişimlerine uygun oyuncaklar seçilmelidir.
11- Oyunun çocuğunuzun öğrenmesi, gelişmesi, sosyalleşmesi için gerekli olduğunu ve sizinle ilişki kurması, sizin de onu tanımanız için fırsat olduğunu hiç unutmamak gerekir.
Çocuğunuzu tanıyın, sevin ve oyunlarla özgürleştirin.
Şahane bir Pazar Günü diliyorum.