Anne ya da baba adayı bir erişkinin yaşayacağı en zor sınavın sağlıklı bir çocuk sahibi olmak üzerine olduğunu düşünmüşümdür.
Çocuk Hekimi olarak yaşadığınız en önemli iki duygu mutluluk ve acıdır.
Acı çeken çocuğuna gülümsemeye çalışan bir annenin yaşadığı ızdırabı iliklerinize kadar hissedersiniz.
Tarifi eşi benzeri yoktur.
Ve her sabah ya da gece beyaz önlüğünüz, steteskopunuzla gülümseyerek onları kucaklamaya çalışırsınız.
Hastane evinizdir. Hastalarınızı tek tek yüzleriyle ve isimleriyle hatırlarsınız.
Bazı acılar karşısında artık bu dünyaya dayanamayacağım diye düşünür hale gelirsiniz ,
Dayanamayan acı çeken anneleri görürsünüz, çocuğunun ölmesini ister bazende
Bilirsiniz içten içe acı çekmesin diye.
Değişimler kaçınılmazdır.
Ailede kronik hastalığa sahip bir çocuğun bulunması, tüm aileyi ve ailenin döngüsünü etkiler.
Fiziksel, duygusal ve ekonomik dengelerini değiştirir,
Aileler, kronik hastalığın aile sistemine girmesiyle birlikte pek çok kayıp yaşarlar.
Hasta bireyin yaşadığı fiziksel ve işlevsel kayıpların yanı sıra;
tüm aile için umutların,
geleceğe yönelik hayallerin,
rol tanımlarının,
hastalık öncesinde sahip olunan aile kimliğinin,
eklenen sorumluluklar nedeniyle özgürlüklerin kaybı yaşanır.
aile üyeleri çeşitli duygusal aşamalardan geçerler.
En tipik olarak ortaya çıkan duygusal tepkiler
şok, korku, öfke, kırgınlık, suçluluk, yadsıma, yetersizlik duyguları, gerginlik ve üzüntüdür.
Yapılan bir çok çalışma, ebeveynlerin çocuğun incinebileceğini düşünerek hastalık konusunda çocuklarıyla konuşmada isteksiz olduklarını göstermektedir.
Oysa gereken yalnızca gerçeğin ve duyguların paylaşımıdır.
Hastalık ile ilgili konuşmak uyumu arttırmanın bir yoludur.
Engelli çocukları olan ailelerde benzer sorunları yaşamaktadırlar.
Anneler çocuğun engelli oluşuna ilişkin çevrelerinden çeşitli tepkiler alırlar.
“Sana Allah sabır versin kuvvet versin diyenler oluyor.
Arkamdan ne diyorlar bilmiyorum”
Diyenleri hatırlıyorum.
Çevrelerindeki diğer tepkileri ise, “Büyüklerimiz, babaanne ve ananeleri kabul etmek istemedi onlara bir şekilde ben de baskı yaptım şuanda anlıyor onlar da biliyorlar.
Bizim ailemizde böyle çocuk yok, İlk başta kabullenemediler.
Ben bazı şeyleri kendi kendime çözdüm ama eşim çözemedi dedim ki bizimle varsan varsın yoksan gidebilirsin.
Diyenlerde oldu ,gözümüzün önünde.
Kronik hastalığı olan ya da engelli çocukları olan ailelere destek olmak ,tükenmişlikler yaşamalarını bir nebzede olsa dindirebilmek için farkındalığımızı yüksek tutmalıyız.
Bazen ayaktayken değil,düşerken öğrenir insan.
Her an şartlar değişebilir.
Yadsımayın .
Görün Onları.
Gülümserken acı da çekerler.
Sırtlarını sıvazlayıp,başlarını oksayın.
Sevginiz ,
İlginiz
yeter.
Şahane bir Pazar günü diliyorum.
Dilek.