Annenin Beslenmesi, Yavrunun DNA’sının Geleceğini Belirliyor!

“Artık sen iki canlısın!”

Etraftan bunu sıklıkla duymaya başladıysan, ezberden tavsiyelerle değil, bilinçli bir şekilde beslenmek için gebelikte beslenme hakkında her şeyi öğrenme vaktin gelmiş demektir.

Burada diyet listeleri ,öğünler ya da öğünlerde ne kadar kaç gram ne yenmeli konuşmayacağız.

Süt, peynir, yoğurt gibi süt ürünleri çok iyi birer kalsiyum ve protein kaynağıdır.

Bol bol yemeli.

Protein, hamilelik döneminde kritik bir besin maddesidir, mutlaka tüketmelisin.

Protein içeren gıdalara et ve hayvansal ürünlerle baklagiller, kabuklu yemişler gibi besinler girer.

Tam buğday, yulaf, çavdar, karabuğday, bulgur gibi karmaşık karbonhidratlar zengin birer besin deposudur.

Kırmızı dolmalık biber, brokoli, havuç, tatlı patates, lahana, elma, ananas, kivi, greyfurt gibi gökkuşağının her renginde sebze ve meyveleri her öğününde tüketmeye çalışmalısın.

Çeşitlilik arttıkça verim de artar.

Evrensel bilinen ve kabul edilen gerçekler bunlar.

Hamilelik dönemindeki beslenmemizin çocuğumuzun genlerinde nasıl değişiklikler yapabileceğini , geleceğini ve hatta insanlığın geleceğini nasıl etkileyebileceğini düşünmenizi istiyorum.

Bilim insanları, Nature Communications dergisinde yayınladıkları araştırmada, Gambiya’da yılın kurak aylarında doğan çocukların hayat boyu sağlıklarını her bakımdan etkileyen bir DNA değişimi yaşadıklarını raporladı.

Yıldızların kaderimizi yönettiğini düşünmek keyifli gelebilir elbette; ancak

 annenin yaşadığı çevrenin ve özellikle gebe kaldığı dönemdeki beslenme şeklinin, çocuğuna ait genlerin yaşam boyu davranışında yoğun etkisi olduğunu gösteriyor.

Örneğin aç olarak gebe kalan bir annenin çocuğu, zor zamanlarda kaloriyi uzun süre kullanmayı sağlayacak genetik süreçleri hızlandırmaktadır.

Gambiya’da yağmurlu mevsimde, besin değeri yüksek sebzelerin bulunduğu zamanda gebe kalınan bebekler; kurak zamanda kalorinin bol ancak besin değerinin düşük olduğu dönemde doğan bebeklerle mukayese edildiğinde gen davranışı bakımından bariz farklılıklar taşıyordu.

DNA kodunu etkilemiyor  ama DNA üzerinde bulunan “eklenti moleküller”de önemli değişimlere neden oluyordu. Epigenetik işaretler adı verilen bu eklentiler, dizilimde bir değişikliğe sebep olmuyor, fakat faaliyetini değiştirebiliyordu.

Bu çalışmaların pek çoğu etkileri nesiller boyu takip etmeli, bu yüzden bu değişikliklerin sonsuza kadar sürüp sürmeyeceğini bilemiyoruz.. Ancak belli çevre koşullarının, örneğin yeterli gıda bulunup bulunmadığının genetik tarihimizi etkileyebildiği düşünülüyor.

Tüm bunlar gen davranışlarınızın yıldızlarda yazılı olmadığının bir göstergesi  tabii ki .

Genler ; Dünya üzerindeki etkilere karşı o kadar hassastır ki kaderimizi yönlendirebilir.

Ne yerseniz o olursunuz.

Genlerinize yatırım finansal yatırım kadar ve hatta çok daha önemli.

Gebelikte beslenmenize dikkat edin. İnsanlık tarihinin kaderi belki de yediğiniz ve içtiklerinizle belirlenecek.

Nesiller ve Dünyanın kaderi değişecek.

1 taneden bir şey olmaz diyeceğiniz 1 sigara nelere mal olabilir.

Büyük resme bakmak her zaman gelişimi tetikler.

Şahane bir Pazar günü diliyorum.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: